Örümcekler, eklembacaklılar (Arthropoda) şubesinin örümceğimsiler (Arachnida) sınıfından Araneae takımının üyelerine verilen genel addır. Hemen hemen dünyanın her tarafında yaşayabilen bu canlıların, 2012 rakamlarına göre 112 familyada ve 3879 cinste toplanan 43.244 türü bilinmektedir.
Örümceklerin baş ve göğüsleri kaynaşmış olup, karınları göğüslerine ince bir bel (pedisel) ile bağlanmıştır. İçinden sindirim borusu, kan damarları, soluk boruları ve sinir sistemi geçer. Aynı büyüklükte başka hiçbir hayvanın beli bu kadar ince değildir. Örümceklerin boyları, birkaç milimetreden 35 santimetreye kadar değişebilir. Ağızlarının önünde iki zehir çengeli (keliser) ve iki his ayağı (pedipalp) bulunur. Göğüslerinde ise, gelişmiş dört çift yürüme bacağı vardır. Bacaklarının uçları, tarak gibi dişli iki çengelle sonlanır ve bu sayede ağ üzerinde rahatça dolaşabilirler. Bazıları ileriye, geriye ve yanlara doğru yürüyebilir. Çoğunun başında üç veya dört çift basit göz (osel) bulunur ve gözlerin dizilişi, örümceklerin sınıflandırılmasında önemli bir özelliktir. Yuvarlak olan karın kısmı yumuşak ve esnektir; alt kısmında solunum delikleri, ipek bezleri, anüs ve eşey organları yer alır.
Örümcek Neyi Sevmez, Neye Gelmez?
Örümcekler, dünyanın birçok ekosistemine uyum sağlamış, böylece çok farklı ekosistemlerde yaşayan bir grup haline gelmiştir. Örümceklere Everest tepelerinden kanyonların derin çukurlarına, akarsu veya göl içlerine kadar değişik yaşam ortamlarında rastlamak mümkündür. Bütün örümcekler etoburdur. Bazıları serbest dolaşıp avlanırken, diğerleri ördükleri ağlara bağımlı olarak yaşamlarını sürdürürler.
Güney Amerika’da yaşayan Goliath Kuş Öldürücü (Theraphosa blondi), 175 g kütlesi ve 13 cm’ye çıkan vücut uzunluğuyla dünyanın en büyük örümceğidir. Bu devasa örümcek, adını kuşları bile avlayabilme kapasitesinden almıştır.
Örümceklerin biyolojik ve ekolojik çeşitliliği, onların birçok farklı habitatta yaşamalarını sağlar ve ekosistemlerde önemli roller üstlenirler. Hem avcı hem de av konumunda bulunmaları, ekosistem dengesi için kritik öneme sahiptir.
Örümceklerin doğal yaşam mekânı elbette dış alanlardır. İnsanoğlundan önce hayvan aleminin yaşadığı alanlara evler yaptığımızdan dolayı açlıktan ölmemek ve kendisinden büyük hayvanlara yem olmamak için sığınacak bir yer arıyorlar. Evlerini istila ettiğimiz canlıları evlerimizde görünce de hoşlanmıyor ve kurtulmaya çalışıyoruz. Cesareti olanlar bir şekilde örümceği alıp dışarı atıyor, örümcek fobisi olanların uykuları kaçıyor. Öldürülmelerinin insani etiğe aykırı olduğunu düşünenlerdenseniz birkaç pratik bilgi ve doğal yöntemlerle bu canlıları evinizden uzak tutabilirsiniz. Örümcek ile mücadelede yolumuz ikiye ayrılıyor: Birincisi evlerimize sığınan, ağından başka zararı olmayan masumlar. İkincisi yoğun olarak doğal ortamlarda yaşayan zehirli örümcekler.
Masum Olan Zararsız Örümcekler Nasıl Uzaklaşır?
Pencereleriniz kapalıyken de evinize örümcekler girebiliyorsa mutlaka aşınan, çatlak, kırık olan bir yerler vardır. Tüm kapıların ve pencerelerin çerçevelerini muhtelif malzemelerle dolgu yaparak içeri giriş yollarını kapatmalısınız. Açık tutmanız gerektiği zamanlar için de çok ince aralıkları olan sineklik tüllerinden kullanırsanız girişleri kontrol altında tutma şansınız yükselir.
Balkon ve bahçe ışıklarınızı geceleri yanık bırakmamalısınız. Işıksız ortamlar davetsiz misafirlere kapalı olduğunuz mesajını verecektir. Beyaz floresan ışığın buzlu sarı lambalardan çok daha fazla haşere çektiğini unutmayın.
Pencere pervazlarında ve bahçenizde ev duvarlarına çok yakın saksılarda çiçekleriniz varsa daha uzağa yerleştirmelisiniz. Eve ne kadar yakın bitki olursa, örümcekler de o kadar yakın demektir.
Evinizin dışında ev duvarlarına yapışık şekilde duran eşyalar yığmayın. İstiflenmiş eşyalar örümceklerin en kolay saklanıp tırmanmalarına olanak sağlayan nesnelerdir. Aynı şekilde evinizin içinde de mutlaka düzen sağlamalısınız. Dağınık ve üst üste duran eşyalar yuvalanmaya zemin hazırlar.
Evin hiçbir alanında yiyecek artıkları olmamalı ve açıkta yiyecek içecek bırakılmamalı. Artan yemekleri sokak hayvanlarına verecekseniz mümkün olduğu kadar evden uzak bir noktaya bırakmalısınız. Kapı ve pencere önlerinde kalan yiyecek kokuları sadece örümceklere değil tüm haşerelere davetiye çıkarır.
Zehirli Örümceklerle Mücadele Nasıl Yapılır?
Yaşadığınız bölgenin doğal florasında yaşayan zehirli örümcekler olabilir ve evinize girebilir. Özellikle çocuklarınız için tehlikeli olabilecek örümcek ısırması vakalarından korunmak için mutlaka tedbir almalısınız. Profesyonel şirketlerle görüşerek örümcek ve diğer haşerelere karşı evinizin dışını ve içini ilaçlatmanız en etkili ve mecburi bir yöntem. Zehirli veya zehirsiz bir örümcekle karşılaştığınızda acil olarak müdahale etmeniz gerekiyorsa elektrikli süpürgenizden yardım alabilirsiniz. Çalı süpürgesi veya fırça gibi aletler örümcek ağlarını temizler, ancak eklembacaklı olan bu canlılar kılların arasına saklanarak sizden kurtulur ve hiç ummadığınız bir anda tekrar karşınıza çıkar.
Doğal yöntemler kullanarak örümceklerden kurtulun.
Örümceklere ve ağlarına sabır gösterebilirseniz, onlar da evinize giren sinek ve küçük haşeratla beslenerek size fayda sağlar. Yine de kurtulma çabasındaysanız aşağıdaki doğal yöntemleri deneyebilirsiniz.
Sirke kokusu örümcekleri uzaklaştırır. Sirkeli su doldurduğunuz şişeden en çok muzdarip olduğunuz kuytu köşelere püskürtme yapabilirsiniz. Aynı şişeye bir parça tütün atarsanız etkisini ikiye katlarsınız.
Örümceklerin girip çıkabileceği yerlere limon parçaları veya kestaneler yerleştirebilirsiniz. Her ikisinden de hoşlanmazlar.
Birkaç saksıya nane ekerek kokusuyla tütsü etkisi yaratabilirsiniz.
Ekosistemin dengesini bozmak istemiyorsanız evinize bir kedi alabilirsiniz. Örümcek ve haşerelere karşı bir asker gibi çalışıp sizi yormayacaktır.